Üstadlar Boğazda Sazan Avcıları!

Bir keresinde Konyakçı 40 şişe konyak içmesine iddiaya girer, İddianın gerçekleşeceği yere gelmekte biraz gecikince…
Ona sorarlar; "Nerde kaldın, çok geciktin"
Konyakçı;
- 40 şişe içip içemeyeceğimi öğrenmek için karşı bar’daydım.
- Eee…
-İçtim geldim! Hadi yarışma başlasın, gelsin konyaklar!
...
Haftaya burada, balıkçı forumundaki arkadaşlarla balık tutma organizasyonumuz vardı. Bende konyakçı gibi önceden gelip ön bilgi edinmeye, boğazın akıntılı sularına pek alışık olmadığım için yer ve mera için prova yapmaya gelmiştim. Malum yeni arkadaşlara karşı mahcup olmak istemiyordum!

Tramvaydan indikten sonra 100 metre sahile gelip boşta olan bir belediye bankının üzerine takımlarımı açtım. Yanımda iki olta getirmiştim, birini yemliye yatırıp diğerine ipek bağlayıp zargana için at çek yapıyordum. Saat 09.30 suları elinde biri ağaç, biri plastik iki kasa ile bir vatandaş yanıma geldi.

-Selamünaleyküm
-Aleykümselâm
-Benim yerimi kapmışsın?
Etrafa baktım herhangi bir emare yok.
-Nasıl yani?
-Ben buraya tezgâh açıyorum da
….
Bankı paylaştık

Kasaların birinden iki tane şirin tavşan çıkardı, bir kap renkli kâğıtlara yazılmış niyet ve eski bir halı parçası.
-İş oluyor mu?
-Eh işte çorba parası çıkıyor Allah bereket versin!

İçimden halen bunlara rağbet eden var mı? Diye geçiriyordum.
Fasılalı at çeklerimin birinde 55 cm bir zargana yakaladım. Ve onu poşet içindeki yoğurt kabına koydum. Yemliye hiçbir şey vurmuyordu.

Az ilerde sol tarafımda yerin müdavimleri çapari ile tek tük bile olsa istavrit alıyorlardı. Ben de birkaç kez denememe rağmen kıyı şeridindeki kepezler yüzünden çok takım ziyan etmiştim.

Saat 11.00 gibi tavşancının tavşanlarına doğru yaklaşan genç bir çift geldi. “Ay ne güzelmiş tavşancık aman da aman” İlk defa tavşan görüyormuş havası ile hayvancıkları mıncıklamaya başladı genç kızımız! Tavşancı durur mu hemen zıpladı tabi…. Küçük leğeni çıkarıp “çek bakalım güzel ablam bu güzel tavşancık ne diyecek sana”

Tabi el, ani bir refleks ile kendiliğinden leğenin içinden renk renk kâğıtlardan seçmeye başlıyor. Bu arada delikanlının yüzünden düşen bin parça! Zorla şirin görünmeye çalışıyor ama kız arkadaşının üzerinden tavşancıya içinden verip veriştiriyor. Hanım kardeşimiz ilk çektiği niyet boş çıkıyor ve tekrar çekiyor. İkinci niyet el ile yazıldığı için okunamayacak kadar kötü yazılmıştı. Nihayet üçüncü “niyet” nispetten okunuyordu ama onu da tavşancı okuyabildi )

Söylediğinden bir şey anlamadım ama tavşancı karşı tarafı ikna etti! Sonra niyet kâğıdını katlayıp genç kıza denize atması için verdi. Arkasından da niyet tutmayı unutma sakın diye seslendi.

Delikanlı elini cebine attı “Borcumuz ne kadar” dedi. Tavşancı "Ne verirsen ver güzel kardeşim Allah sizi mesut bahtiyar etsin. Ne güzel yakışmışsınız birbirinize…"

Delikanlı oraya saldırıyor, buraya saldırıyor cebinden bir onluk çıkarıyor… tavşancı onluğu kaptığı gibi "Allah bereket versin güzel kardeşim iyi günler" diyor!
…
Tavşancı bana “Sen buradasın değil mi? Ben camiye kadar gidip hemen geleceğim” diyor.
“Tamam” diyorum…

Bir anlık gafletle tavşancının namaza gittiğini düşünüyorum! Sonra kafamı toparlayıp len oğlum bu ne namazı? Daha ezan okunmadı ki!
Tavşancı beş dakika sonra elinde siyah poşet, içinde gazete kâğıdına sarılı iki kutu bira ile geliyor!
Delikanlıdan koparttığı onluk ile iki kutu bira ve bir paket tuzlu fıstık almıştı.

Tavşancının yokluğunda tavşanlar iki kez sandığın üzerinden atlayıp kafalarına göre turluyorlardı. Hayvanların falla, niyetle uzaktan yakından alakası yoktu. Fantezi olsun diye tutuluyorlardı. Küçük çocuklar ve acemi âşıkları aldatmak için konulmuş bir yem!

Benim oltanın ucundaki yem gibi!

Bazen çocuklar koştu tavşanlara, bazen yetişkinler! Kimisi niyet çekti, kimisi resim...
Bir ara tavşancıya;
-Hemşerim iş olmadığı zaman sen niye balık tutmuyorsun hazır denizin dibindesin?
- Abim be ben SAZAN tutuyorum anlamam denizden, zarganadan!
!!!
Eee doğru söze ne denir…

Hoşunuza gitmeyen bazı durumlar olabilir…
Sizi yüz üstü bırakabilirler
Üzülebilirsiniz…
Ama sizin kurtarıcınız
Yine kendiniz,
İçinizdeki bitmeyen
İnsan SEVGİ’NİZ olacaktır.

-Borcum kaç lira?
-Ağabey bu benden olsun
-iyi o zaman bende seni yazarım ödeşiriz!
-İyi yaz ama ağabey sakata gelmeyelim
-Olduğu gibi!

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Paylaşım için teşekkürler Talip abi, hikaye gerçekten yine harika.

Yanlız bende bir Sazan avcısı olarak, üzerime alınmadım dersem yalan olur.

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Güzel bir hikaye ,paylaşım için teşekkürler.

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Paylaşım için teşekkürler.

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

kikikikikiki bu sazan başka sazan İsmail kardeşim, bak hikâyenin sonunda ben de bir niyet çekiyorum! Para vermediğim için sazan sayılırmıyım bilmiyorum ama çok meraklı milletiz vesselam Tavşancı ne yapsın dimikiki selamlar...

Teşekkür ederim Mustafa kardeşim sağ ol.

Emin kardeşim birlikte olduğumuz Türkbalık avı toplantısı öncesiydi bu durum Bir ara yine yapalım ABD den yeni makinelerim geldi! Bu kez kanala düşereceğim takımıkiki

Teşekkür ederim Muzaffer ağabey sağ ol selam ve saygılar...

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Teşekkürler Talip abi

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Talip Bey hikaye süper ama İstanbul'da buna benze çok hikaye çıkar bi laf vardır kesin bilirsin İstanbul'un ...zi ile denizi bitmez diye senin hikayeyi okuyunca aklıma bu laf geldi ama bu da olucak ki birileri hayatını idame ettirsin di mi ? ) Sevgilerle

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Talip bey,güzel hikaye için teşekkür ederim.

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

inan bende şimdi işten geldim benim yorgunlugumu aldınız saygılar.

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Ben teşekkür ederim Serdar kardeşim sağ ol selamlar...

Eh öyle tabi bizim lafımız sazanlara zaten! "Sazan" olacakki bazılarının karnı doysun! Buna benzer çok olay var, zamanla yazıyorum. Bu da onlardan biri. Ama on-luğu veren delikanlıyı görecektiniz... hiç kolay çıkmadı o para. Memlekette kriz var. Dağıtmak için o onluklar kolay kazanılmıyor! dikkatli olmak lazım. Selamlar...

[/QUOTE=bayan balıkçı;138993]Talip bey,güzel hikaye için teşekkür ederim.[/QUOTE]

Beğendiğiniz için ben teşekkür ederim efendim sağ olun Selam ve saygılar.

Buna sevindim Devamında görüşmek üzere selam ve saygılar...

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Talip abi gerçekten çok güzel bir paylaşım olmuş emeğine sağlık..

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Teşekkür ederim Ceyhun kardeşim sağ ol. Selamlar...

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Çok hoş bir paylaşım olmuş Talip bey emeğinize sağlık.

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Teşekkür ederim Sedat Bey dostum sağ ol. Selamlar...

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

İstanbulda ne sazanlar biter, nede sazan avcıları.
Birde kesinlikle büyük konuşmayalım, "Benden sazan olmaz " diye. İstanbuldaki sazan avcıları başkadır ...

Abi bu güzel (ders alınması gereken) hikaye için çok teşekkür ederim.

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Haklısın Gürol kardeşim İstanbul'da ne sazanlar biter, ne sazan avcıları kiki
Yine de bizimkisi bir uyarı olsun, hatırlatmış olalım değil mi? Selamlar...

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Üstadım klavyene sağlık görülüyorki karadaki iki ayaklı sazanlar yem cazip olunca hemen atlıyor veya atlamak zorunda kalıyorlar. Fakat bu durum sudaki sazan için geçerli değil.Yem seçer,olta seçer,balıkçıyı seçer .Sazanın hakkını yememek lazım kendisine sunduğumuz tüm cazip yemlere nazlanıp burun kıvırır,bilhassa trofe sazanı hedeflersek günlerce su kenarında kendisini bekletir.Tatlısu amatörlerinde sazanın yerinin ayrı olması sanırım bundandır.

 

Cevap: Boğazda Sazan Avcıları!

Haklısın Osman ağabey, sırf bu yüzden sazanlar için yeni takım aldım (makine,kamış,misine) sudaki sazanlar daha dikkatli hehe
Tabi işin şakası bir yana "Sazan olmak" Güzel Türkçemizde bir deyim oldu artık. Tavşancı yaptığı işin üzerine "Ben sazan tutarım anlamam denizden zarganadan" demesi cuk diye oturdu. Hicivlemek bana kaldı. Birlikte bir trofe sazan yakalasakta ballandıra ballandıra yazsam ne iyi olurdu. Selam ve saygılar...