Başlık : Küresel Isınma ve Su Tüketimi Medeniyeti Yazar : Azad OMAROV Sayı : 21. Sayı (Ocak - Mart 2009) Konu : Su Yaşadığımız dünyada insanoğlunun karşılaştığı sorunlara dikkat ettiğimizde hemen hemen tüm sorunların sebebinin insanoğlunun kendisinin olduğunu görüyoruz. Kendi oturduğumuz dalı keser gibi ya kendimize ya kendimizden sonraki nesillere biraz daha sorunlu dünya bırakıyoruz. Sebebiyet verdiğimiz sorunlar sadece bizi-insanoğlunu etkilemiyor. Bizimle birlikte ilk oluşumdan bu yana bizi kuşatan tüm canlı ve cansız âlemi de her gün biraz daha yıpratıyoruz. Oysa akla sahip tek varlık olan insanoğlu, yaşadığı ortamın bozulmadan, yok olmadan bir sonraki nesillere ulaşmasının sağlanması açısından sorumluluk alabilecek tek varlıktır. Yapılan araştırmalarla ve kabul gören ‘ilk yaratılış’ teorileri ile bizi çevreleyen evrenin 5 milyar yıl yaşı olduğunu biliyoruz. Buna kıyasla evrenin bir parçası olan insanoğlunun yaşı ise 1,5 milyon yıldır. 1,5 milyon yıldır misafiri olduğumuz evreni bizden önceki 4,99 milyar yıl oranla ne kadar da çok yıpratmışız. Ve faaliyetlerimiz, yaşantımız günümüzdeki gibi devam ederse bizli dünyanın işinin çok zor olacağa benziyor. Eskiden bizsiz dünya kendi dertlerine uygun dermanı (ilacı) yine kendisi bir şekilde karşılıyordu. Biz geldikten sonra bilerek veya bilmeyerek, ama düşünmeyerek hep yıprattık dünyamızı. Biz insanoğlu olarak çeşitli menfaatlerimiz uğruna birbirimizle savaştık, dünyamız kaybetti; geliştik, uzaya çıktık, dünyamız kaybetti. Biz acımasızca kullandık dünyamızı, o kaybetti. Dünya hep sabretti. Yılların tecrübesi aksakallı dede misali kendinden bir parça olan haylaz çocuğu-insanoğlunu hep ufak-tefek ‘kulak çekmelerle’ püskürmelerle ikaz etti. Ikaz etti, ama biz insanoğluna bu püskürmeler, seller, depremler, tusunamiler, kasırgalar, buzlanmalar, erimeler, ısınmalar nafile kaldı. ‘Haylaz çocuk’ insanoğlunun sınır bilmez açgözlülüğü karşısında pek dayanamayacağa benziyor sabırlı dünyamız. Her geçen gün biraz daha sabrı taşıyor dünyamızın. Son çeyrek asır devam ede gelen bilinçsiz faaliyetimiz sonucunda oluşan sorunlar sadece dünyayı değil, bizi de tehdit eder bir kimlik kazanmıştır. Yıllardır düşünmeyerek sürdürdüğümüz faaliyetlerimiz küresel çapta dünyada çok büyük problemleri meydana getirmiştir. Kendi yaptıklarımızla hayat kaynağımız olan suyu bile kaybetme riski taşıyoruz. Sanayi devriminden bu yana hız kazanan aşırı doğal kaynak tüketimi ve son yüzyılda buna ek teknolojik gelişme uğruna ekolojik dengeyi gözetmeksizin yapılan faaliyetler dünyayı çok ciddi bir tehdit olan küresel ısınma ile karşı karşıya bırakmıştır. Küresel ısınma probleminin belirtileri çevrede bizim tabiat anomalileri olarak gördüğümüz doğal afetlerle kendini gösteriyor. Bu anomali belirtileri her geçen gün artarak yaşanmakta ve verdiği zararlar açısından da giderek korkunç hale gelmektedir. Hemen hemen her gün küresel ısınmanın bir sonucu olarak gösterilen doğal felaket haberlerini medyadan duymaktayız. Bu felaketler bir gün hepimizi etkileyecek olan, olası istenmeyen doğal olayların habercisidir. Şimdiden küresel ısınma sonucunda meydana gelebilecek tüyler ürpertici senaryolar insanlara bildirilmekte, bu problemin sonuçlarına ilişkin gözlem ve araştırmalar yapılmaktadır. Küresel ısınmanın insanoğluna yaşatabileceği en büyük sorun içme suyunun tükenmesidir. Dünya yüzeyinin dörtte üçünü oluşturan suyun sadece %3’ü içme suyu olarak kullanılabilir. Geri kalan %97’lik oran ise içme suyu olarak kullanışsız bir durumdadır. Küresel ısınma ile birlikte insan tüketimi için kullanışlı olan su miktarı giderek azalmaktadır. Gerekli önlemler alınmazsa ve su tüketiminin doğal yolları öğrenilmezse gelecek yıllar bizim için karamsar bir tablodan ibaret olacaktır. Hayatımızın her alanında yararlandığımız suyu doğru şekilde tüketmeyi öğrenmemiz gerekmektedir. Su kısıtlılığı sorununun farkında olmayan önceki nesillerin su tüketimi konusunda pek titiz davrandığı söylenemez. Problemin farkına varan bizler ise etkin su tüketimi yollarını araştırmalı, kendimizden sonra suyu bilinçli tüketen çocuklar yetiştirmeliyiz. Bu kapsamda yapılması gereken işler tüm dünya ülkelerinin öncelikli konuları arasında olmalıdır. Çeşitli konferans, sempozyum ve oturumlarla etkin su tüketimi ve arzulanan su kullanım kültürü konuları masaya yatırılmalı, konunun uzmanlarının çalışmaları ışığında farklı çözümler geliştirilmelidir. Yapılan bu çalışmalar, projeler başta devletler olmakla, dünya genelinde söz sahibi çeşitli kuruluşlara sunulmalı, bu kuruluşların desteği alınarak uygulamaya konmalıdır. UNESCO, UNICEF, GREENPEECE gibi dünya genelinde etkin faaliyetlerde bulunan kuruluşların ve eğitim bakanlığının ortak geliştirdikleri programlarla toplumun her kesimi bilinçli su tüketimi konusunda eğitilmelidir. Bilinçli nesillerin yetişmesi için anaokullarından itibaren su tüketimi konusunda eğitimler verilmeli, gerçek anlamda suyun hayat kaynağı olduğu düşüncesi genç nesillere aşılanmalıdır. YazıEkoloji Magazin dergisinden alıntıdır...
Serkan emeğine sağlık, paylaşımın için teşekkürler... Teknoloji olarak sürekli çevrenin ve doğanın bozulmaması içn veyada en azında en son hali ile korunması için uğraşılmaktadır... Ben kendi adıma Evimde A sınıfı Ev aletliri kulanmaktayım... İnşallah bir nebze de olsa su tüketimimi en düşük sevyeye indirdim..
ALINTIDIR ALINTIDIR Serkan kardeşim böyle güzel bir konuda bizleri uyardığın için teşekkürler.2008 baharı yağışlı geçti bu sene için su seviyelerimiz memnuniyet verici ama bu bizi yanıltmasın önümüzdeki yıllarda ülkemizin bir çok bölgesini susuzluk bekliyor.Londra'da yapılan bir araştırma sonucunda cizilen dünyanın ve ülkemizin kuraklık bekleten bölgelerinin haritalarını ekledim.haritaya bakılınca durum hiçte iyi değil ümidimiz önlemlerin zamanında alınması tarımdan eve kadar her alanda tasarruf tedbirlerinin alınması.Bizler önlemlerimizi alıyoruz almakta zorundayız (Bir şişe suyun fiatı petrolü yakaladı) selamlar.
UNESCO, UNICEF, GREENPEECE gibi dünya genelinde etkin faaliyetlerde bulunan kuruluşların ve eğitim bakanlığının ortak geliştirdikleri programlarla toplumun her kesimi bilinçli su tüketimi konusunda eğitilmelidir. Bilinçli nesillerin yetişmesi için anaokullarından itibaren su tüketimi konusunda eğitimler verilmeli, gerçek anlamda suyun hayat kaynağı olduğu düşüncesi genç nesillere aşılanmalıdır. EĞİTİM ŞART...diyorum. Bilgilendirmene teşekkürler Serkanım.