Üstadlar Yaşadığımız hayatın içinden!

İpsiz Recep gibi burnumdan soluyordum. Bankanın kapısı açık sırtında bir “eşek yükü” ince uzun, şişmiş balon ile geçen bir satıcı “BEDAVA BUNLAR BEDAVAAAA, BEDAVA BUNLAR BEDAVAAA” diye bağırdığında sanki sesin sahibi bankanın içindeymiş gibi birden irkildik. Bu sesin hemen arkasından, küçük, 5 yaşlarında minik bir çocuğun “amcaaaa” diye seslenişine tekrar döndük ve ne diyeceğine pürdikkat kesildik.
“Amcaaa bana da balon verir misin” dedi. Baloncu paran var mı? Diye sordu. Küçük çocuk, kaşlarını çatıp yüksek sesle “ama hem bedava diyorsun, hem para istiyorsun” deyince bankada sırada bulunan bizler bu olay karşısında birden koptuk tabi. Herkes aynı anda kahkahayı basınca ortalık birden karıştı. Güvenlikçi gülerken kafayı cama vurdu! Çocuk haklı kardeşim; “BEDAVAAA BUNLAR, BEDAVAAA” diye bağırırsan çocuklar peşine takılıp isteyecek tabi.
.......................

5–6 yaşlarında çocuğun biri bakkaldan dönüştürme küçük ekonomik markete geldi. Elindeki 1TL yi tezgâhın üzerine bıraktı ve “Orhan amcaa bana küçük bir bakkal defteri verir misin” dedi. Orhan çocuğa 50 kuruşluk ucuz mavi kaplı, genellikle bakkal veresiyesi yazılan küçük defterlerden bir tane verdi. Paranın üzerini de 50 krş, geriye çevirdi.
Küçük çocuk paranın üzerini cebine attı, defteri de arka cebine koydu. Sonra başka müşteriler gelince o gözden kayboldu. Bu arada ben tezgâhın iç kısmında çay içiyordum!
Orhan bir yandan çalışıyor bir yandan benimle sohbet ediyor. Kısa bir süre sonra küçük çocuk tezgâhın üstüne birkaç tane çitoz, çikolata, topitop vs. Yani canı ne çekerse taşıyabildiği kadarını alıp tezgâhın üzerine boca etti. Sonra arka cebinden bakkal defterini çıkarıp “al bunları yaz, Orhan amca” dedi.
Orhan birden renk değiştirdi gözleri küçüldü ve bana baktı şaşkınlıktan kilitlenmişti, dilinin ucunda ki söz takılı kaldı, ıkınıp sıkınıyor ama bir türlü söyleyemiyor tutuldu kaldı garibim. Sonra ikimiz birden koptuk vallahi…hehe

.......................

Bir yaz günü, yukarıdan aşağı kan ter içinde soluk soluğa genç bir polis memuru geliyordu. Ben de Ekonomik marketin önünde püfür püfür esen rüzgâra karşı soğuk meyve suyu içiyorum. Genç polis marketten küçük bir su aldı ve bir dikişte bitirdi. Belli ki içi yanmış garibin! Sonra bana döndü “ağabey burada bir araba pazarı kuruluyordu ne tarafta acaba” diye sordu. Aha dedim. Şimdi bu genç memurdan çalınan arabalar için prosedürün nasıl çalıştığı ile ilgili bilgi alırım!
Hani benim de arabam çalındı ya!) Tam ben araba pazarını tarif edecektim ki, bizim ekonomik market sahibi arkadaşım Orhan fırladı; “bak memur bey şimdi bu yoldan aşağı ineceksin, önüne bir cadde çıkacak oradan sola döneceksin, 500–600 metre gittikten sonra, göbekten 300 metre kadar aşağı, yani sağ tarafa ineceksin.
Sonra karşılıklı iki marketin arasından sola girip 200 metre gideceksin önüne bir yol çıkacak yolun karşı tarafı zaten göreceksin oto pazarı. Orada kimi arıyorsun? Söyle istersen, belki tanırız” dedi.
Memur mahcup ve utangaç bir yüz ifadesi ile önce bana, sonra Orhan’a baktı ve “vallahi ayıptır söylemesi evimi arıyorum” dedi!
........!!!
…Kilitlendik.
—Memur devam etti. “Ben filanca şehirden buraya tayin oldum, gece geldim. Eşyaları üstün körü boşalttık, sabahta işe gittim. Şimdi yerleşmek için izin aldım eve gidiyorum ama yolu şaşırdım, tek hatırımda oto pazarı kaldı” deyince.
“Polise git” diyeceğim ayıp olacak!hehe
“Allah yardımcın olsun” diyebildik. Genç polis gidince Orhan elimde meyve suyu olmasına rağmen bana dolaptan soğuk küçük bir şişe su getirip elime tutuşturdu! Ben meyve suyunu gösterdim; Orhan, yine gözleri kısılmış vaziyette kahkaha atmamak için kendini zor tuttuğunu belli ederek, muzip bir yüz ifadesi ile “al hadi al, para istemez bu giden araban için benden" dedi!
......

..............................

—Bir kaç ay önce büfeci Recep arkadaşın yanına uğradım. “Selamünaleyküm diyerek içeri girdim. Recep “ooo aleykümselâm Talip ağabey hoş geldin “dedi. Bu arada arkadaşım Recep laptopu tezgâhın üstüne koymuş facebook ta poker oynuyordu. Recep bana hoş geldin deyince, oyun içindeki arkadaşları da hoş geldin Talip ağabey dediler! Mikrofon açık olduğu için onlarda benim geldiğimi duymuş ve adımı öğrenmişlerdi.
Bu arada içeriye bir müşteri girdi "iki soğuk şeftali istedi. Bizim Recep koşarak iki su, bir şeftali getirdi! Öyle güldüm ki anlatamam. Dükkânı götürseler farkında değil. Müthiş ticaret adamıdır, geçen sene 20 bin, bu sene 7 bin lira dolandırıldı, halen akıllanmadı. Recep bağırıyor "benden passss... eee ne var ne yok Talip ağabey" vallahi yok bir yaramazlık be Recep bildiğin gibi işte...

Sen nasılsın?

-İşler çok durgun be ağabey.....!!

 

Hayatın içinden, gerçekleri kalemine alarak bizlerle paylaştığın için teşekkürler Talip abi.
Evini arayan arkadaş ne yapsın, belkide köyünden ilk defa dışarı çıkan bir delikanlıdır, sen ilk defa şahit olmuşsun, aynı durumla ben 15 yıldır her sene karşılaşıyorum.hehe
Kınamamak lazım, 38 gün sonra belki bende yeni evimi unutabilirim İzmir ilinde.hehe

 

Nasıl kınarım İsmail kardeşim bu bizim hayatımızdan kesitler daha neler var. Hele sizde biriken olaylardan ne hikâyeler çıkar Allah bilir. Arada bana çıtlatsan da yazsak diyorum.hehe tabi bunların içinde mizahi olduğu kadar duygusal olanlarıda var ama biz yinede gülelim değil mi ya.
Şimdi ben, bir keresinde arabamı nereye park ettiğimi unuttum az daha çalındı diye polise ihbar edecektim. Hanım sorduğunda tamircide serviste dedimhehe
Hafta sonu düğün salonları yüzünden yer bulamayınca nerde boş yer bulursam oraya arabamı çekiyordum. Allahtan son anda üç sokak ilerde olduğunu hatırlamıştım.

 

sevgili talip ustad yaşamda o kadar çok ilginç enstantaneler oluyorki sizde bunları yoğun yaşamışsınız bu gun ve bunu bizimle paylaştığınız için teşekkürler
selamlar

 

Sayın üstadım hayatın içinden hepimize tanıdık gelen kesitleri bizlere çok güzel bir anlatımla ulaştırmışsın.Emeğine,kalemine,yüreğine sağlık

 

Abi bu Çocuklar zamanın çocukları hepsi birbirinden kurnaz hehe
Ama Recep abimiz için ne söylenir şimdi düşünüyorum ama oda kimseye zararı olmayan kişelerdendir ve oda herkezi kendi gibi görüyordur ve sonuç malum
Paylaşım için teşekkürler abi...

 

Talip bey paylasim icin tesekkürler
Ellerinize emeginize saglik​

 

Paylaşım için teşekkürler Talip abi, eline sağlık.

 

Değerli Üstadım;

Gördüklerimizi ve göreceklerimizi tekrardan bizlere lans ettiğiniz için teşekkür ederim... Öncelikle çocuklar konusa bir iki cümlede ben eklemek istiyorum... Zamane çocukları gerçekten akıl sıra ermiyor, ben altı yaşında bulunan kendi çocuğumdan örnek vermek istiyorum... Geçenlerde bana; baba biz insanlar hepimiz öleceğiz, siz öldüğünüz zaman ben hayatla nasıl mücadele edebilirim, hayatta tek başıma nasıl ayakta kalırım dedi... Şaşırdım kaldım nasıl bir cevap vereceğimi düşünmeye başladım... Aslında hataydı çünkü benimle olgun bir insan gibi konuşan cocuğuma cocuk muamelesi yapıp onun anlıyacağı şekilde anlatmak istememle kendimi geriyordum...

Polis arkadaşımıza diyecek bişey bulamıyorum gerçekten nevri dönmüş olabilir...

Maşallah Recep abimizde bazı şeyler alışkanlık yapmış yaşamında olmazsa olmazlarından olmuş...

Üstadım emeğinize sağlık yazınızı büyük bir zevkle okudum, saygılarımla

 

Teşekkürler ,

gerçekten hayatın içinden olmuş

 

Talip abi bu güzel anlatımın için teşekkürler...
Emeğine KALEMİNE sağlık..
Paylasım için teşekkürler..

 

gülermisin ağlarmısın

 

Emeğinize sağlık paylaşım için teşekkürler

 

Talip bey paylasim icin tesekkürler
Ellerinize emeginize saglik

 

hayatın içinden,hayatada dair... emeğinize sağlık,çok güzel bir paylaşım...

 

elinize emeğinize kaleminize sağlık talip abiAlkış.

 

Hayatın içindeki güzelliği harika bir şekilde kaleme alarak bizlerle paylaştığınız için teşekkürler Alkış

 

Güzel yorumlarınız için ben teşekkür ederim arkadaşlar sağ olun

 

Evet çocuğunuz çok gerçekçi bir soru sormuş bence yeterince büyümüş
Polis arkadaşın polis olması bir şeyi değiştirmiyor o olay hepimizin başına geliyor zamanla
Recep arkadaşım aynen dediğiniz gibi çok iyi birisi zararı kendisine
Beğendiğiniz için teşekkür ederim sağ olun Sevgi ve saygılarımla...

Bu seriyi devam ettirmek istiyorum herkesin başından geçen bu tür küçük aniktodları da buraya iliştirirsek Çok renkli bir konumuz olacağı kesin
selamlar...

Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim sağ olun

 

Talip hocam ''eski bir tiryakin'' olarak yine yazdıklarını büyük bir zevk ile okudum..

Paylaşımın için teşekkürler ellerine sağlık hocam....