Tekne Avları Uskumra balik avciliğim

'AV RAPORLARI' forumunda deniz34 tarafından 13 Mart 2016 tarihinde açılan konu

  1. deniz34

    deniz34 Üye Balıkçı

    Katılım:
    8 Mart 2016
    Mesaj:
    512
    Alınan Beğeniler:
    140
    Ödül Puanları:
    2
    Şehir:
    MARMARA VE KARADENİZ
    uskumru1.jpg

    Sene 1967

    İstanbul'da soğuk bir kış günü rahmetli dayım Hurşit reis ve rahmetli babam Sefer reis ortak olmuşlar ve Uskumruculuk yapmaya karar verdiler.O günlerde bendeniz de Kabataş lisesine gidiyorum ve ara karnesini aldım 15 günlük karne tatilimiz var. bende evde oturup tatil yapıyorum...O tarihlerde tatil matil hak getire, gidebileceğin en güzel yer Sarıyer'deki Gezi sinemamızdı...İki matine çıkmadan seyrederdik...gençlik işte...
    Derken ma aile evde oturuyorduk... Dayımla benim aram çok iyi olduğundan devamlı bana takılırdı adımıda talebe nuri koymuştu....Nuri kalk sende bu gece bizimle denize gel...şansına bakalım ne tutabileceğiz dedi...Benim evet demem mümkün mü...birkez babamdan izin çıkması gerekiyordu..dayıma söyledim ve babamda razı oldu, o gece denize yakamoz'a açıldık...Radar yok, sonar yok, balık bulucu cihaz yok, hatta naylon ağ dahi yoktu...Ağlarımızın tamamı yağlanmış pamuk ipliğinden yapılmış balık ağı...

    İşin enteresan tarafıda o yıl erkeklerde Palto modası var...Gri,kahve renkli kabarcık tüylerden yapılmış Paltolar moda...bu durumu dayıma anlattım....Tamam dedi bu gece satıştan senin payına düşeni vereceğim dedi...O gece beni heyecandan uyku tutmadı....
    Akşam saat yatsı namazından sonra idi...çünkü babam namazını hiç kaçırmazdı..kıldı ve denize açıldık....O tarihte toplam kaç kişi olduğumuzu bilmiyordum...Şimdiki teknolojidende hiçbirşey yoktu.....

    Motorumuz o zamanın en büyük motorlar sınıfından olan 17 metre uzunluğundaydı ve Ağaçtan yapılmış balıkçı motoruydu...Tek makine(general motor) tek pervane ve motorun arkasında Alamana dediğimiz motora halatla bağlı kancabaş bulunmaktaydı...bu kancabaş'ta sonradan öğrendiğimde 4 çifte yani 8 kişi ve birde palacı bulunmaktaydı...Balık ağının bir kısmıda bu kancabaş'ın kıç üstü üzerindeydi...Herşey bilek güçü ile yapılıyordu....

    Sadece mola edildikten sonra ağın altını büzmekte kullanılan Ufak çanta tipi diye tarif ettikleri Irgat makinesi bulunurdu.....

    Denize açıldıktan sonra,(avlanma yerimiz Büyükdere Limanı ve Rumeli feneri burnuna kadar olan sahada avlanıyorduk...)Limanda demirli olan küçük demirli olan gemilerin arasından geçiyorduk ki...dayım beni hemen yanına çagırdı....Dayım iş bölümü gereği Motorun Gagası üzerinden denizi kontrol ediyor. Babamda Eski adıyle kamaranın üstünde motoru kullanıyor ve yüksek yerde olmasıylede daha uzaktaki balıkları daha rahat görebiliyordu....Gece buz gibi soğuk ben daha Cıbıl bir genç...Dayımın yanına gittim...elinde el feneri vardı...Şimdiki gibi büyük küt kafalı 4 pille çalışıyordu....Şimdi denize bak sana ne göstereceğim dedi...Ben denize bakıyordum amma tek gördüğüm ğümüşi renkte suyun Yakamoz rengi...Motor adeta Yakamozu ikiye ayırıp gidiyordu...Dayım sordu ne görüyorsun..bende o tarihlerde Yakamoz'un ne olduğunu bilmediğim için hiçbir şey görmüyorum..sadece parlak bir su görüyorum dedim....

    Şimdi daha dikkatli bak bakalım balık görebilecekmisin dedi...anında elindeki el feneri ile denizin üzerine çakıverdi...bir anda suyun üzerinden sürüler halinde balıkların iz bırakarak kaçtıklarını gördüm....O heyecan ile dayı, balıklar kaçıyor diye bağırmışım....Heyecandan Soğuk ve rüzğar vızıltı geliyordu bana burnum donmuş, sümük ağzıma inmiş haberim yok....zaten gözlerimizi dahi kar serpintisinden ve soğuktanda tam açamıyorduk....Ben dayıma ağ atmıyormuyuz yani mola etmiyormuyuz dedim...o da bana bu balık sürüsü çok az daha büyüğünü bulmamız lazım dedi....benim denizde gördüğüm en büyük yakamoz balık sürüsüydü.....

    Kamara üzerinde babamda elindeki fener ile uzağa doğru feneri çaktırıyordu....Yavaş yavaş Rumeli kavağının hemen yanındaki Büyük liman koyuna geldik...Burası dayımın ifadesi ile koltuk altı olduğundan ve rüzgarda karayel estiğinden daha az rüzgar alıyoruz dedi...Ben motorun gagası üzerine uzanmış adeta balık göreceğim diye oraya yapışmış vaziyetteyim....derken dayım ve aynı anda babamda birlikte el fenerlerini aynı noktaya aydınlattılar.....aman allahım...ben şaşırdım...dayı karayamı oturduk diye bağırmaya başladım...

    Meğer Uskumrunun içine girmişiz...denizin her tarafı yakamoz adeta sanki ay varmış gibi....Babam hemen motorla Mola pozisyonu aldıktan sonra....Mola dedi ve ağın tamamını balık etrafına sardık....Etrafımızda da başka hiç kimse yok...Ağımızın içi balık dışı balık deniz kaynıyor. Soğuktan donmak üzere olan tıfıl bendenizden heyecandan buhar çıkmaya başladı.. sabah güneş bulutların arasından çıkmak üzereydiki biz yakaladığımız Kol gibi uskumruları yedek motorlara yüklüyorduk....3 yedek motor ve kendimizide balıkla yükledikten sonra...dost doğru..Haliçteki balıkhaneye gittik. Balıkhane eskiden Karaköy'deydi...

    Neticede 4 gün sonra dayım bana 20 lira olan payımı verdi....bu para ile ben o aklımda olan kırçıllı paltoların 2 tanesini aldım...ve 3 lira dahi para artmıştı....onuda anneme vermiştim...İşte paranın ne kadar da o tarihlerde değerli olduğunu görebiliyoruz....

    Bu balık avı benim için unutamıyacağım bir av olarak hatıramda yer etmiştir....

    Ne yazık ki; şu anda Ne dayım, ne de Babam hayatta değiller...allah mekanlarını cennet eylesin....

    Kaynak: Nuri DENİZ
     
    En son bir moderatör tarafından düzenlenmiş: 23 Kasım 2016
  2. EGE35

    EGE35 Üye Balıkçı

    Katılım:
    4 Mayıs 2009
    Mesaj:
    425
    Alınan Beğeniler:
    19
    Ödül Puanları:
    18
    Şehir:
    İZMİR
    Cevap: Uskumra balik avciliğim

    Nuri abi
    eline emeğine ,yüreğine sağlık şimdi ne çocuklar var nede balıklar ( teşekkurler
     
  3. deniz34

    deniz34 Üye Balıkçı

    Katılım:
    8 Mart 2016
    Mesaj:
    512
    Alınan Beğeniler:
    140
    Ödül Puanları:
    2
    Şehir:
    MARMARA VE KARADENİZ
    Cevap: Uskumra balik avciliğim

    Ege35;
    aynen katılıyorum.. yanaklarından öperim...
     
Yükleniyor...

Bu Sayfayı Paylaş