Her Telden Nesli tükenen hayvanlar

'HER TELDEN' forumunda Kader ESENCAN tarafından 25 Ocak 2013 tarihinde açılan konu

  1. Kader ESENCAN

    Kader ESENCAN Admin Admin

    Katılım:
    19 Eylül 2008
    Mesaj:
    1,939
    Alınan Beğeniler:
    2,067
    Ödül Puanları:
    113
    Şehir:
    İzmir
    Web Sitesi:
    Nesli Tükenmekte olan Hayvanlar - Soyu Tehlikede Olan Hayvanlar


    Günümüzde pek çok hayvan türü neslinin tükenmesi sorunuyla karşı karşıyadır. Bunda yıllar içerisinde değişen çevre şartlarının yanı sıra insandan kaynaklanan faktörlerde etkilidir.

    Eski çağlarda insanlar, beslenmek ve korunmak için hayvanları öldürüyorlardı. Ama yüzyıllar içinde insanın hayvanları öldürme nedenleri çok çeşitlendi ve giderek bir katliama dönüştü.Bu nedenlerden bazılarını aşağıdaki gibi sayabiliriz.

    • Korunmak için
    • Oyun ve eğlence için
    • Beslenmek için
    • Savaşlarda atılan bombalar, kimyasal silahlar, hareket halindeki binlerce zırhlı araç ve asker
    • Havayı kirlettiğimiz için
    • Moda ve aksesuar için
    • Avcılık
    • Ormanları yakıp yıktığımız için
    • Bilimsel deneyler (Kobay)
    • Otoyol kazaları
    • Nüfus artışı
    • Ticaret için

    Bilim adamları yukarıda sayılan nedenlerden kaynaklı olarak bugün var olan türlerin yüzde yirmisinin 21. yüzyıldayok olacağı tahmin ediyor.Ülkemizde soyu tükenen veya tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan pek çok tür bulunmaktadır. Bu türlerin çoğu sadece ülkemizde yaşamakta olan türlerdir. Yani bir anlamda doğal zenginliklerimizdir. Ama bilinçsizlik bu zenginliklerin ileri nesillere miras bırakılmasını önlemektedir. Bu türlerden bazıları Toros Kertenkelesi, kaplumbağa türleri, Anadolu Kaplanı, Akdeniz Foku, çeşitli kelebek türleri, Kelaynaklar vs...


    SOYU TEHLİKEDE OLAN BAZI HAYVANLAR




    Deniz Kaplumbağaları


    [​IMG]

    Soyu tehlikede olan türlerden biri olup sayıları hızla azalmaktadır. Bunun çeşitli nedenleri vardır. Birincisi, üreme alanları olan kumsalların insanlar tarafından tahrip edilmesi. İkinci neden, bazı türlerin etinin yenmesi. Üçüncü neden, ağları parçaladıkları gerekçesiyle balıkçılar tarafından öldürülmeleri. Bazı ülkelerde denizkaplumbağası kabukları turistik eşya olarak bile satıldığı görülmektedir.



    Kelebekler

    [​IMG]


    Narin ve korunmasız yapıları nedeniyle kelebekler, insanın doğaya verdiği zarardan en çok etkilenen böcek türüdür. Kanatlarının olağanüstü etkileyici renk kompozisyonlarıyla insanların eskiden beri ilgisini çeken kelebeklerden Türkiye'de 268 tür bulunmaktadır. Bu türlerin çoğu artan çevre kirliliği nedeniyle yok olmakta ya da yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktadır.



    Kuşlar

    [​IMG]


    Devlet Su İşleri gibi bazı kurumlar tarım arazisi elde etmek için veya su kaynakları sağlamak amacıyla göl ve bataklıkları kurutmakta ve yaban hayvanların soylarının tükenmesine neden olmaktadır. Örneğin; yurdumuzda yalnızca Hatay'daki Amik Gölü'nde yaşayan Yılanboyun isimli kuşun soyu, gölün kurutulmasıyla yok olmuştur.
    Buna ek olara tarım ilaçlarının fazlaca ve bilinçsiz olarak kullanılması pek çok hayvanı olumsuz etkilemiştir. Bitkilere zarar veren böcek, fare gibi canlılarla mücadele etmek için tarlalara atılan yapay gübreler ve zehirler, milyonlarca hayvanın da ölüm nedenidir. Tarım ilaçları nedeniyle soyları tükenen hayvanlara en güzel ve en bilinen örnek, kelaynaklardır. Göçmen kuşlardan olan kelaynaklar, yazın Afrika'dan göç edip Urfa'nın Birecik ilçesine geliyorlardı. 1950'li yıllarda, bölgede 600 çiftten fazla kelaynak görülüyordu. Ama yine o yıllarda zararlı böcekler için kullanılmaya başlanan tarım ilaçları, kelaynakları da yok etti. Çünkü kelaynakların besin kaynağı bu zararlı böceklerdir. 1970'li yıllara gelindiğinde, kelaynakların sayısı 50'nin altına düştü. Koruma altına alındılar. Ama bugün Birecik'teki koruma istasyonunda üretilmiş olan kelaynaklar, göç etme özelliklerini yitirmiş durumdalar.



    Anadolu Leoparı

    [​IMG]


    Anadolu leoparı, Türkiye'de yaşayan vahşi kedilerin en güzel örneklerinden biri olup aynı zamanda Türkiye’de yaşayan bilinen en yırtıcı hayvandır. Ama yüzyıllar boyunca avlanma sonucu sayıları hızla azalmıştır. Anadolu leoparının son bireyleri, 1950'li yıllarda Dilek Yarımadası'nda ve 1970'li yılların başında Eskişehir çevresinde örülmüş ve görüldüğü yerde de öldürülmüştür. O günden bu yana varlığından haber yok.



    Akdeniz Foku

    [​IMG]

    Yok olma sınırındaki bir başka hayvan türü de milyonlarca yıldır yaşayan Akdeniz fokudur. Akdeniz foku bütün dünyada nesli tehlike altında bulunan türler içerisinde ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde özellikle Ege’de Foça, Bodrum Yarımadası ve Anamur-Taşucu’nda yaşamaktadır. Akdeniz foku için alınacak her önlem aynı zamanda balıkçılık, turizm, kıyılarımız ve denizlerimizi de koruyacaktır.Soyu tükenen her canlı, aslında insanın bir parçasıdır. Onunla birlikte bir parçamızı da yitiriyoruz. Bu nedenle her insan, onu yaşatmak için çaba harcamalı.



    Flamingolar


    [​IMG]


    Kuşlar, yeryüzündeki en güzel canlı gruplarından biri.
    Bilim adamları, bugüne kadar 10 bin kuş türü tespit ettiklerini belirtiyorlar. Ama yaşam ortamlarının insanlarca yok edilmesi, sayılarını hızla azaltıyor. En zarif kuş türlerinden olan flamingoların uçuşunu izlemek ise olağanüstü bir deneyim. Flamingolar Sultan Sazlığı ve Tuz Gölü gibi tuzcul sulak alanlarda yaşıyorlar.



    Kelaynak
    [​IMG]


    Nesli Tükenmekte Olan Kelaynaklar Afrika'da Bugün kelaynaklar dünyanın en çok tehdit altında olan kuşlarından birisi. (Birecik Kelaynak Üretme İstasyonu'nun İnternet sitesinden)

    Kelaynaklar (Geronticus eremita) eskiden Türkiye’den Kuzey Afrika’ya, Arap Yarımadası’ndan Fas’a kadar çok geniş bir bölgede ürerlermiş. 17. yüzyılda Avrupa’nın ortasında, Alp Dağları’nda bile ürediği bilinmektedir.Fakat avcılık, üreme alanlarında rahatsız edilmeleri, yaşam alanlarının değişmesi ve beslenme alanlarında kullanılan zirai ilaçlardan zehirlenmeleri sonucunda sayılarında ciddi azalma ve dağılım gösterdikleri alanlarda daralma meydana gelmiştir.Bugün kelaynaklar dünyanın en çok tehdit altında olan kuşlarından birisi.

    Kelaynaklar Fas’ın güney batısında iki alanda, çok ufak bir koloni ile Suriye’de ve tüm Avrupa’da sadece Türkiye’de yaşamaktadırlar.


    Yanlış inançlar

    Hayvanlar konusunda insanlar, birçok yanlış ve boş inanca sahipler. Kendileri için yararlı pek çok hayvanı bu yanlış inançlar nedeniyle yok yere öldürüyorlar. Örneğin tarlaları, köyleri farelerden temizleyen baykuş, "uğursuz" olduğu yolundaki yanlış inanç nedeniyle öldürülüyor. Leşleri yiyerek hastalık ve mikropların çoğalmasını engelleyen sırtlanlar, "çirkin" oldukları gerekçesiyle yok ediliyor. Aynı biçimde kurt, karga, yılan, örümcek ve daha pek çok tür, yanlış inaçlar nedeniyle öldürülüyor.

    Korunmak için Çok eski çağlardan beri insanlar korunmak amacıyla hayvanları yok ediyorlar. O günlerde insan, korkak ve korunmasız bir yaratıktı. Silahları ilkeldi ama zekası sayesinde kendisini tehdit eden hayvanları tuzağa düşürüp yok ediyordu. Tarih öncesi çağlardan kalma mağara resimlerinde, ilk insanların vahşi hayvanlara karşı düzenledikleri avlar sahnelenir.


    Oyun ve eğlence için

    İnsanlar, basit ve acımasız zevkler için yüzyıllardan beri hayvanlara doğalarına aykırı olarak davranıyor. Onlara ya işkence ediyor ya da öldürüyorlar. Roma İmparatorluğu döneminde aslan ve leoparlar arenalarda öldürülürdü. Günümüzde, horoz ve köpekler vahşice dövüştürülüyor. İspanya ve Meksika'daki boğa güreşlerinde yüzlerce boğa, acı çeke çeke yaşamını yitiriyor


    Savaşlar

    Savaşlarda atılan bombalar, kimyasal silahlar, hareket halindeki binlerce zırhlı araç ve asker, vahşi doğaya büyük zarar veriyor; buralarda yaşayan canlıların yaşam ortamlarını yakıp yıkıyor.


    Havayı kirlettiğimiz için

    Kirli hava yalnız insanların değil, hayvanların da zehirlenip ölmelerinin nedeni.Asit yağmurlarına neden oluyor, asit yağmurları da yeryüzündeki ormanların ölümüne...Ormanlar ise yaban hayvanların evi...


    Moda ve aksesuar için


    Kürkü için birçok türden binlerce hayvan öldürülüyor. Çanta, şapka, kemer ya da biblo yapmak için fillerden timsahlara, yılanlardan ceylanlara kadar birçok hayvan acımasızca yok ediliyor. Hem de yasadışı yollarla ve son derece acımasız yöntemler kullanılarak. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye'de, kürkleri nedeniyle birçok tilki, doğaya bırakılan zehirli yemlerle öldürüldü. Soyları tükenme noktasına gelen, günümüzde koruma altına alınan karacalardan bir çoğu, ayaklarından baston yapmak için katledildi. Gösteriş için de yüzbinlerce hayvanın ölümüne neden oluyoruz. Yalnızca gösteriş için, soyu tükenme noktasına gelmiş olan kaplan, geyik, leopar gibi hayvanlar öldürülüyor. Bu hayvanların post, boynuz, diş gibi organlarıyla bazı insanlar evlerini süslüyor.


    Göl ve bataklıkları kuruttuğumuz için


    Devlet Su İşleri gibi bazı kurumlar, tarım arazisi kazanmak ve su rezervi elde etmek için göl ve bataklıkları kurutarak yaban hayvanların soylarının tükenmesine neden oluyor. Yurdumuzda yalnızca Hatay'daki Amik Gölü'nde yaşayan yılanboyun isimli kuşun soyu, gölün kurutulmasıyla yok oldu. Göl ve bataklık kurutma işlemi günümüzde de sürüyor.


    Tarım ilaçlarıyla


    Bitkilere zarar veren böcek, fare gibi canlılarla mücadele etmek için tarlalara atılan yapay gübreler ve zehirler, milyonlarca hayvanın da ölüm nedeni. Tarım ilaçları nedeniyle soyları tükenen hayvanlara en güzel örnek, kelaynaklar. Göçmen kuşlardan olan kelaynaklar, yazın Afrika'dan göç edip Urfa'nın Birecik ilçesine geliyorlardı. 1950'li yıllarda, bölgede 600 çiftten fazla kelaynak görülüyordu. Ama yine o yıllarda zararlı böcekler için kullanılmaya başlanan tarım ilaçları, kelaynakları da yok etti. Çünkü kelaynakların yiyeceğini bu zararlı böcekler oluşturuyordu. 1970'li yıllara gelindiğinde, kelaynakların sayısı 50'nin altına düşmüştü. Koruma altına alındılar ama, artık her şey için çok geçti. Bugün Birecik'teki koruma istasyonunda üretilmiş olan kelaynaklar, göç etme özelliklerini yitirmiş durumdalar.


    Avcılık


    İnsan yüzyıllardır avlanıyor. Ama avcılık hiçbir çağda 20. yüzyıldaki kadar katliam boyutlarına ulaşmadı. Günümüzde, Türkiye'de 4 milyon kayıtlı avcı olduğu sanılıyor. Hayvanların sayısı ise bu rakamın çok altında. Örneğin soyu tehlikede olan dikkuyrukların sayısı 15 bini geçmiyor. Ayı sayısı ise 2 bin civarında...


    Ormanları yakıp yıktığımız için


    Ormanlar doğal yaşamın en önemli alanları. Ama yakarak, keserek ormanları yok ediyor, dolayısıyla burada yaşayan böcekten ayıya, kelebekten kuşa kadar birçok hayvanın soyunun tükenmesine neden oluyoruz. Özellikle yaz mevsiminde Ege ve Akdeniz bölgelerinde çıkan yangınlar hayvanlara büyük zarar veriyor. Bu yangınlarda belki de hiç keşfedilmemiş türlerin son üyeleri de yanıp kül oluyor.


    Bilimsel deneyler


    Kobay sözcüğü, çoğu kişi için "laboratuvarda deney amacıyla kullanılan canlı" anlamına gelir. Ama bu sözcük, laboratuvarlarda deney amacıyla en çok kullanılan hayvan olan "kobay"dan kaynaklanır. Yaklaşık 30 santimetre boyundaki kobaylar çok kolay evcilleşirler. Güney Amerika kökenli bu hayvanların yaşamı laboratuvarda başlayıp, laboratuvarda biter. Kobayların yanı sıra, insanın fizyolojik yapısıyla benzer özellikler gösterdikleri için beyaz fareler, maymunlar, köpekler de çeşitli deneyler amacıyla laboratuvarlarda işkence görüyor ve öldürülüyor. Tropikal bölgelerde yaşayan birçok yılan, zehirleri alınmak üzere doğal ortamlarından koparılıp yok ediliyor.


    Otoyol kazaları


    Gelişen ulaşım sektörü, bütün doğal alanlardan otoyol geçmesine neden oldu. Hızlı giden taşıtlar bu yollarda birçok yaban hayvanın ölümüne neden oluyor. Otoyollarda yaptığınız gezilerde çevrenize dikkat edin! Aracınızın camına, özellikle yazın pek çok böcek çarparak ölecek. Yol kenarlarında araçların çarpması sonucu yaşamını yitirmiş birçok kedi, köpek, kirpi, yılan, kaplumbağa, kuş cesedi göreceksiniz. Uçakların pervaneleri ve jet motorları da yüzlerce kuşu öldürüyor


    Nüfus artışı


    İnsan nüfusunun hızlı artışı, hem insan hem hayvan hem de bitkiler açısından büyük tehlike. Çünkü artan insan nüfusu, doğa ve orman alanlarının tahrip edilmesine neden oluyor. Yeni kentler kuruluyor, yeni yollar yapılıyor, yeni tarlalar açılıyor. Orman alanları, sanayi tesisleri yapılmak için kesilip biçiliyor. Dolayısıyla hayvanlarayaşayacak yer kalmıyor. Örneğin "caretta caretta" türüdeniz kaplumbağaları, Fethiye ve Akdeniz koylarımızdaki kumsallara yumurtalarını gömerek çoğalırlar. Ama son 20 yıldır hızla gelişen turizm sektörü, Türkiye'nin bütün ıssız koylarının otellerle, güneşlenen insanlarla dolmasına neden oldu...


    Ticaret için


    Vahşi ve egzotik hayvan ticareti tüm dünyada olağanüstü boyutlarda.Bunun yanı sıra derisi, dişi, kürkü, kemikleri ve kabukları için, fillerden timsahlara, deniz kabuklularından tilkilere kadar, birçok türde hayvan acımasızca öldürülüyor. Örneğin tropik ülkelerde tuzaklarla yakalanan papağan, maymun gibi birçok tür, Türkiye'nin büyük illerindeki hayvan mağazalarında rahatlıkla satılıyor.

    EN AZ ÖRNEĞİ KALAN TÜRLER


    100 türlük liste hazırlanırken, yakın türü en az kalan memeliler seçildi. Bu yolla hangi türlerin uzun süre bağımsız olarak evrimleştiği de tespit edildi. Daha sonra bu türler Dünya Koruma Örgütü IUCN’in "Kırmızı Liste"siyle karşılaştırıldı ve en öncelikli 10 tür belirlendi. Bunların bir kısmı ulaşılmaz bölgelerde yaşadıkları ya da araştırmacıların ilgisini çekmedikleri için çok az biliniyordu.Proje kapsamında türleri korumak için geliştirilen çözümler ve ne yapılması gerektiği kamuoyuyla paylaşılacak. ZSL, yerel araştırmacıların işbirliğiyle geliştireceği planları web sitesinde duyuracak. Çevreye duyarlı kişiler projelere bağışta bulunabilecek. Ayrıca son gelişmeler de araştırmacıların blogları sayesinde günü gününe takip edilebilecek.



    Durumu en kritik 10 memeli


    Yangtze Nehri yunusu, uzun gagalı ekidna, Hispaniola solenodonu, çift hörgüçlü deve, pigme su aygırı, slender loris, hirola, uzun kulaklı jerboa, altın sokumlu hortumlu fare, Bumblebee yarasası.


    İndri

    [​IMG]

    Bu lemur türü Malgaş halkınca kutsal kabul ediliyor. Ormanlarla birlikte yok olma tehdidiyle karşı karşıya. İndriler kilometrelerce uzaktan duyulan çığlığıyla meşhur.



    Sadece Madagaskar'da Yaşayan iki tür


    Altın taçlı sifaka

    [​IMG]


    Madagaskar’da en seyrek bulunan lemur türü. 1988’de keşfedildi. Bölgede açılan altın madeni bu türü tehdit ediyor.


    Slender Loris

    [​IMG]


    Sadece Hint Okyanusu’ndaki Sri Lanka Adası’nın güneyinde yaşayan bu memeli türünün boyu 11 ila 17 cm, ağırlığı 103 ila 172 gram. Bir insanın başparmağı büyüklüğündeki slender loris vücuduna göre kocaman yuvarlak gözleri sayesinde karanlıkta çok iyi görüyor. Sri Lanka ormanlarının tarım alanı açmak için yok edilmesi ve geleneksel tıpta kullanılmak üzere avlanılması nedeniyle türü yok olmak üzere.



    Pigme su aygırı


    [​IMG]

    1,5 ila 1,75 metre boyundaki ve 160 ila 270 kilo ağırlığındaki pigme suaygırı bugün sadece Batı Afrika’daki birkaç ülkede yaşıyor. Birbirinden ayrı alanlarda yaşayan 2 ila 3 bin örneği hálá hayatta. Nijerya’daki son örneklerinin de tükendiği ve sadece Liberya ile Sierra Leone’de yaşadığı tahmin ediliyor.



    Yangtze Yunus


    [​IMG]

    Sadece Yangtze Nehri’nde yaşayan bu yunus türünün hiçbir yakın akrabası yok. 20 milyon yıl önce geçirdiği evrimle diğer yunus türlerinden ayrılmış. Çin efsanelerine göre, Baiji yunusu boğulduktan sonra yeniden hayata gelen bir prenses. Yangtze Tanrıçaları diyorlar onlara. Son 30 yılda soyu hızla tükendi. 2006 sonunda Yangtze Nehri’ndeki altı haftalık aramada tek örneğine rastlanamadı. Fotoğraftaki Qi qi isimli yunus ise Çin’in Wuhan kentindeki akvaryumda 22 yıl yaşadı, 2002’de öldü.



    Uzun kulakı Jerboa

    [​IMG]

    Fare benzeri bu kemirgen Moğolistan ve Çin’in belli bölgelerinde yaşıyor. Hakkında çok az bilimsel veri var. En önemli özelliği kulaklarının kafasından üçte bir oranında daha büyük olması. Bu özelliğiyle, dünyanın vücuduna göre en büyük kulaklara sahip hayvanı.


    TÜKENEN TÜRLERİ KORUMADA ÖNCELİKLİ ÜÇ AMAÇ

    EDGE Programı, dünyanın evrimsel olarak en farklı türlerinin soyunun tükenmesini önlemeyi hedefliyor. İlk amaç, tehlikeyi duyurmak. Fil, gergedan gibi iri türlerin yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğu bilinse de diğer birçok türün tehdit altında olduğu fark edilmiyor. İkinci amaç, bu türleri doğal yaşam alanları içinde incelemek. Ancak, bu yolla asıl tehditleri belirleyip koruma yöntemlerinin saptanacağına inanılıyor. Koruma programları sahadaki araştırmacıların tavsiyesi, kılavuzluğuyla uygulanacak. Üçüncü amaç, yerel toplulukları gözetmek. Doğal kaynakları korumalarını sağlamak.



    İlgili Haberler



    Anadolu balıkları alarm veriyor

    Gökçe, Akşehir İnci, Siraz, Kababurun, Kum balığı gibi sadece Anadolu’daki göl ve akarsularda yaşayan balıklar, sulak alan kaybı, barajlar, yabancı balık türlerinin gelişigüzel atılması ve aşırı kirlenme nedeniyle yok olma tehdidi altında...




    İzlanda balina avına yeniden başlıyor.

    İzlanda, ticari amaçla balina avına yeniden başlayacağını açıkladı. İzlanda hükümetinin açıklamasında, balina avına yeniden başlanmasının, soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan türleri tehdit etmeyeceği belirtildi. Açıklamada balina avına ne zaman başlanacağına değinilmedi.İzlanda, balina avına 1990’da son vermişti.


    Akdeniz'de 350 fok kaldı

    Roma Bilgi ve İletişim Bölgesel Eylem Merkezi Direktörü Sergio Illuminato, Akdeniz havzasında 350 Akdeniz fokunun kaldığını ve korunma tedbirleri için yıllık 5 milyon avro bütçeye ihtiyaç olduğunu bildirdi.


    Tehlike çanları orkinoslar için çalıyor

    Akdeniz'in en önemli deniz zenginliklerinden biri olan orkinos balıkları, yasadışı avcılık sonucu tükenme noktasına geldi.


    Telli turnalar Türkiye'yi terk etti

    Anadolu türkülerinin en önemli motiflerinden olan, bir zamanlar sürüler halinde gelen göçmen telli turnalardan günümüzde yalnızca 11'i üreme alanı olarak Türkiye'yi seçiyor


    Avlanan her fok için 60 dolar

    Kanada'da 325 bin fokun öldürüleceği av başladı. Avlanan her fok, 60 dolar demek.!!!



     
  2. tompot

    tompot Üye Balıkçı

    Katılım:
    30 Aralık 2012
    Mesaj:
    80
    Alınan Beğeniler:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    Edremit-İstanbul
    Cevap: Nesli tükenen hayvanlar

    Şu an sadece baş tarafı okudum ama yazmaya başladım. Bir de zararlı olarak gördüğümüz canlıları yok ettik, bulunmasını istemediğimiz tarla, otlak gibi yerlerde varlıklarını sildik, hala sürdürüyoruz. Bunu yaparken zararlı dediğimiz böcekleri mantarları, gübreye ortak, diğer bitkileri yok ederken toprağın hatta dünyanın düzenini fauna ve floranın ilişkilerini bozarak sonuçta olumsuz etkilenin içerisinde bizlerin de olduğunu görmeyerek.
     
  3. Ferit ERTÖZ

    Ferit ERTÖZ Gold Üye Gold Üye

    Katılım:
    7 Nisan 2010
    Mesaj:
    800
    Alınan Beğeniler:
    10
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    FOÇA-MORDOĞAN
    Cevap: Nesli tükenen hayvanlar

    Muhteşem bir çalışma emeğine sağlık Kader :)
     
  4. Ayşe HARUPÇU

    Ayşe HARUPÇU Üye Balıkçı

    Katılım:
    21 Ekim 2009
    Mesaj:
    3,229
    Alınan Beğeniler:
    20
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    izmir geneli
    Cevap: Nesli tükenen hayvanlar

    Sevgili Kader,harika bir paylaşım olmuş,emeğinize sağlık...
    Paylaşım için teşekkür ederim...
     
  5. ersun35

    ersun35 Üye Balıkçı

    Katılım:
    8 Eylül 2010
    Mesaj:
    167
    Alınan Beğeniler:
    0
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    Foça
    Cevap: Nesli tükenen hayvanlar

    Emeğinize ve ellerinize sağlık . Bu güzel bilgiler için teşekkürler.
     
  6. psikolojikreis

    psikolojikreis Üye Balıkçı

    Katılım:
    25 Ocak 2011
    Mesaj:
    92
    Alınan Beğeniler:
    2
    Ödül Puanları:
    2
    Şehir:
    İzmir
    Cevap: Nesli tükenen hayvanlar

    bilgilendirme için teşekkürler, duyarlılık için tebrikler.
     
  7. İsmail ESENCAN

    İsmail ESENCAN Admin Admin

    Katılım:
    19 Eylül 2008
    Mesaj:
    11,450
    Alınan Beğeniler:
    10,056
    Ödül Puanları:
    5,113
    Şehir:
    İzmir
    Web Sitesi:
    Cevap: Nesli tükenen hayvanlar

    Paylaşım için teşekkürler Kader hanım, doğamızı korumak 1.görevimiz ama maalesef birinci görevimizi dahi beceremediğimizden dolayı bu türler yok olup gidiyorlar.:(
     
  8. EGE35

    EGE35 Üye Balıkçı

    Katılım:
    4 Mayıs 2009
    Mesaj:
    425
    Alınan Beğeniler:
    19
    Ödül Puanları:
    18
    Şehir:
    İZMİR
    Cevap: Nesli tükenen hayvanlar

    tek suçlusu insan :(((
    ,teşekkurler
     
  9. Mustafa CUMBUL

    Mustafa CUMBUL Gold Üye Gold Üye

    Katılım:
    16 Ekim 2010
    Mesaj:
    800
    Alınan Beğeniler:
    19
    Ödül Puanları:
    2
    Şehir:
    Deniz
    Cevap: Nesli tükenen hayvanlar

    Güzel ve bilgilendirici paylaşım için teşekkürler,Kader HanımAlkış.
     
  10. dolphin

    dolphin Üye Balıkçı

    Katılım:
    2 Mayıs 2012
    Mesaj:
    171
    Alınan Beğeniler:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    Mersin
    Cevap: Nesli tükenen hayvanlar

    Uzun kulakı Jerboa Mersinin tepeköy yaylasında gördük.
    Diğerleri gercekten hızla azalmakta.

     
  11. tompot

    tompot Üye Balıkçı

    Katılım:
    30 Aralık 2012
    Mesaj:
    80
    Alınan Beğeniler:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    Edremit-İstanbul
    Cevap: Nesli tükenen hayvanlar

    Tüm bu sorun veya canlıların soylarının tükenmesi, insanın yok olmasıyla çözülebilecek sorun değildir. kikikiki

    İnsan nedeniyle yok olan türler, sorundur. Belki de sorun değil, insan da bu dünyaya ait bir varlık. Elbette o da etkileyecek herşeyi. İnsan nedeniyle yok olan türlerin bazılarını biliyoruz.

    Aşırı avlanmayla yok olanlar var. Taşıma nedeniyle yok olanlar dahi var. Evet canlı taşıma yani insanın göç ettiği yerlere orada bulunmayan canlıları bilerek veya bilmeyerek taşınması da birçok türü yok etti. Bilmeyerek taşıma gemilerle fare gibi canlıların taşınması, ve bunların halatlar üzerinden kıyıya inmesi bir örnek.. gemi sintinesinde, karinasında taşınan hayvan ve bitkiler dahi çeşitli bölgelerde fauna ve floranın değişimine yol açtı. Avustralya ve B. Okyanus adalarına bu yolla göçen fareler, bu canlı ile karşılaşmamışların sonunu getirdi. Kuş yumurtalarını yedi kuşları yok etti, kuşlarla beslenen dar çevredeki yılanlar yok oldu vs.
    Tavşanların taşınması bile çok önemli sorunlar ortaya çıkardı.

    Biz bunları yapmasaydık dahi birçok canlı türü zaten bizim etkimiz dışında değişen çevre ile değişecek, yok olacak.
     
Yükleniyor...

Bu Sayfayı Paylaş