Her Telden Harika Bir Ders

'HER TELDEN' forumunda denizci tarafından 7 Şubat 2012 tarihinde açılan konu

  1. denizci

    denizci Üye Balıkçı

    Katılım:
    2 Aralık 2011
    Mesaj:
    397
    Alınan Beğeniler:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    akdeniz
    DOĞRULUK BÜYÜK BİR ERDEMDİR...

    On bir yaşındaydı ve New Hampshire gölünün ortasındaki adadaki
    evlerinde ne zaman eline bir fırsat geçse hemen balığa giderdi.

    Levrek avı yasağının kalkmasından bir gün önce, babasıyla akşamın ilk
    saatlerinde küçük güneş balıklarından yakaladı. Sonra oltasına yem
    takıp, oltayı fırlatma talimi yaptı.

    Yem suya değdiği zaman gün batımında suda altın haleleler oluşturmuş,
    daha sonra gölün üzerinde ay doğmuştu. Oltasının hızla çekildiğini
    hissedince, oltaya büyük bir balık geldiğini anladı. Babası oğlunun balığı
    çekişini hayranlıkla izledi.

    Çocuk sonunda yorgun düşen balığı sudan çıkardı. O güne kadar gördüğü
    en büyük balıktı, bir levrek; ama av yasağının kalkmasına sadece saatler
    kalmıştı.

    Baba oğul güzelim balığa baktılar, pulları ay ışığında ışıl ışıl
    parlıyordu. Babası bir kibrit yakıp saatine baktı. Saat on olmuştu. Av
    yasağının bitmesine daha iki saat vardı.

    Önce balığa, sonra oğluna baktı.
    "Suya geri bırakman gerekiyor, oğlum," dedi.
    "Baba!" diye itiraz etti çocuk ağlamaklı bir sesle.
    "Başka balıklar da var," dedi babası.
    "Ama hiçbiri bunun kadar büyük değil!" dedi çocuk.

    Göle şöyle bir göz attı. Gölde hiçbir balıkçı teknesi yoktu. Babasının
    yüzüne baktı bu kez. Kendilerini hiç kimsenin görmemiş olmasına, kimsenin
    ne balığı yakaladıklarını bilmesinin olanaksız olmasına karşın, babasının
    sesinden bu konuda hiçbir ödün vermeyeceğini anlamıştı.

    Oltanın ucunu balığın ağzından çekti ve balığı gölün karanlık sularına
    bıraktı. Balık suya düşer düşmez, şöyle bir çırpındı ve gözden kayboldu.

    Çocuk bir daha bu kadar büyük bir balık tutamayacağından emindi..

    Bu olay bundan tam otuz dört yıl önce oldu. Bugün o çocuk New York
    City'nin ünlü mimarlarındandır. Babasının küçük evi hâlâ o adadadır. Oğlunu
    ve kızlarını hâlâ o adadaki küçük eve balık tutmaya götürür.

    Çocuk haklıydı. Bir daha o kadar büyük bir balık tutamadı.

    Fakat değerler konusunda bir ikilem yaşadığı zaman hep o balığı gözünün
    önüne getirir.

    Babasından öğrendiği gibi değerler doğru ile yanlışın ne olduğu
    konusunda çok basit bir konudur. Güç olan yalnızca değerlerin
    uygulanabilmesidir.

    Birileri görmediği zaman da doğru olanı yapabiliyor muyuz?
    Evet,küçüklüğümüzde bizlere balığı suya geri bırakmak öğretilseydi, doğru
    olanı yapabilirdik. Çünkü gerçeğin ve doğrunun ne olduğunu öğrenmiş
    olurduk.

    Doğru olanı yapma kararı belleklerimizdeki canlılığını hiçbir zaman
    yitirmez. Bu anıyı dostlarımıza ve torunlarımıza göğsümüz kabara kabara
    anlatırız.

    Fırsatlardan yararlanmak değil, doğru olanı yapmaktır önemli olan.
     
  2. Ferit ERTÖZ

    Ferit ERTÖZ Gold Üye Gold Üye

    Katılım:
    7 Nisan 2010
    Mesaj:
    800
    Alınan Beğeniler:
    10
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    FOÇA-MORDOĞAN
    Cevap: Harika Bir Ders

    Harika Oğuzhan abi :)
     
Yükleniyor...

Bu Sayfayı Paylaş