Her Telden Aşık Veysel

'HER TELDEN' forumunda denizci tarafından 24 Ocak 2012 tarihinde açılan konu

  1. denizci

    denizci Üye Balıkçı

    Katılım:
    2 Aralık 2011
    Mesaj:
    397
    Alınan Beğeniler:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    akdeniz
    Aşık Veysel Şatıroğlu Nazan Moroğlu
    [​IMG]
    Veysel Şatıroğlu, 1894'te Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Babası "Karaca" lakaplı, Ahmet adında bir çiftçidir. Veysel'in doğduğu sıralar, çiçek hastalığı Sivas yöresinde etkisini çok şiddetli gösteriyordu. Çiçek yüzünden Veysel'den önce, iki kız kardeşi yaşamlarını yitirmişti.
    1901'de yedi yaşına girdiği sıralarda Sivas'ta çiçek salgını yeniden yaygınlaştı ve o da yakalandı bu hastalığa. Sağ gözünün görme şansı vardı ve ışığı seçebiliyordu bu gözüyle o sıralar. Ne var ki, yakasını bırakmayan olumsuzluklar Veysel'in diğer gözünün de kör olmasına sebep oldu.
    Emlek yöresi olarak adlandırılan Sivas'ın âşığı ve ozanı bol diyarında, Veysel'in babası da şiire meraklı ve tekkeyle içli-dışlı birisiydi. Veysel'in üzüntüsünü az da olsa unutması için bir saz aldı ve halk ozanlarından şiirler okuyup, ezberletti oğluna. İlk saz derslerini babasının arkadaşı olan Divriği'nin köylerinden Çamışıhlı Ali Ağa'dan (Âşık Alâ) aldı ve kendini de iyice saza verdi; usta malı şiirlerden çalıp söylemeye başladı.
    Aşık Veysel'in hayatında ikinci önemli değişiklik seferberlikte başladı. Kardeşi Ali ve arkadaşları harp için cephelere gidince, arkadaşsızlık ve kardeş acısı, sefalet, onu umutsuzluğa sürükledi ve yalnızlığı daha derinden hissetmeye başladı.
    Veysel'in annesi ve babası seferberlik sonlarına doğru "belki biz ölürüz ve kardeşi Veysel'e bakamaz" düşüncesiyle Veysel'i akrabalarından Esma adında bir kızla evlendirdiler ve Esma'dan bir kız, bir oğlu oldu Veysel'in. Oğlan çocuğunun daha on günlükken ölümüyle hayata küsen Veysel, bundan sonra 24 Şubat 1921'de annesi, ondan 18 ay sonra da babasının ölümüyle iyice yıkıldı.
    Ağabeysi Ali'nin bir kız çocuğu daha olunca çocuklara ve işlere bakması için bir hizmetkâr tuttular. Bu hizmetkar ileride Veysel'in bağrında açılacak başka yaranın da sebebi olacaktır. Bir gün Veysel hasta yatarken, kardeşi Ali de keven toplamakta iken, Veysel'in ilk eşi olan Esma'yı kandırarak kaçırdı. Veysel'in acılı yaşamına bir acı daha eklendi böylece.
    Karısı bir başına bırakıp gittiğinde Veysel'in kucağında henüz altı aylık kızı vardı. İki yıl yaşadıktan sonra O da hayata gözlerini yumdu.
    [​IMG]
    Veysel'in köyünden ilk ayrılışı şöyledir: Zara'nın Barzan Baleni köyünden Kasım adında birisi Veysel'i köyüne götürerek iki üç ay beraber yaşadılar. Kendisini Adana'ya göndermeyen Deli Süleyman, Sivas'lı Kalaycı Hüseyin, Veysel'e yol arkadaşlığı ettiler. Dönüşte Veysel, Hafik'in Yalıncak köyüne ve Zara'nın Girit köyüne uğrayarak 9 liraya güzel bir saz aldı; Sivas'tan Sivrialan'a dönerken arkadaşları bir "üç kağıtçı" grubuna yakalanarak bütün paralarını kaybettiler. Arkadaşları Veysel'in 9 lirasını da alarak kumara verdiler. Veysel bu hadiseden bir müddet sonra Hafik'in Karayaprak köyünden Gülizar adlı bir kadınla evlendi."
    1931 yılında Sivas Lisesi edebiyat öğretmeni olan Ahmet Kutsi Tecer ve arkadaşları " Halk Şairlerini Koruma Derneği "ni kurdular. Ve 5 Aralık 1931 tarihinde de üç gün süren Halk Şairleri Bayramı'nı düzenlediler. Böylece Veysel'in yaşamında önemli bir dönüm noktası işlemeye başladı.
    1933'e kadar usta ozanların şiirlerinden çalıp söyledi. Cumhuriyet'in 10. yıldönümünde Ahmet Kutsi Tecer'in direktifleriyle bütün halk ozanları Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk üzerine şiirler yazdılar. Bunlar arasında Veysel'in de şiirleri vardı. Veysel'in gün ışığına çıkan ilk şiiri böylece "Atatürk'tür Türkiye'nin ihyası" dizesiyle başlayan şiir oldu. Bu şiirin gün yüzüne çıkışı, Veysel'in de köyünden dışarıya çıkması anlamına geliyordu.
    O zaman Sivrialan'ın bağlı olduğu Ağacakışla nahiyesi müdürü Ali Rıza Bey, Veysel'in bu destanını çok beğeniyor, "Ankara'ya gönderelim" diye istiyordu. Veysel de "Ata'ya ben giderim" diye arkadaşı İbrahim ile yürüyerek yola düştüler ve Ankara'ya gittiler. Veysel Ankara'da konuksever tanıdıkların evlerinde kırkbeş gün misafir kaldı. Destanı Atatürk'e getirmek hevesiyle geldiğini söylüyorsa da destanı Atatürk'e okumak kısmet olmadı. Ancak, Hakimiyet-i Milliye (Ulus) basımevinde destanı gazeteye verildi ve destan gazetede üç gün boyunca yayınlandı. Bundan sonra da bütün yurdu dolaşmaya, dolaştığı yerlerde çalıp-söylemeye başladı.
    Köy Enstitüleri'nin kurulmasıyla birlikte, yine Ahmet Kutsi Tecer'in katkılarıyla, sırasıyla Arifiye, Hasanoğlan, Çifteler, Kastamonu, Yıldızeli ve ***ınar Köy Enstitüleri'nde saz öğretmenliği yaptı. Öğretmenlik yaptığı bu okullarda Türkiye'nin kültür yaşamına damgasını vurmuş birçok aydın sanatçıyla tanışma olanağı buldu. 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, özel bir kanunla Âşık Veysel'e, "Anadilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetlerden ötürü" 500 lira aylık bağladı.
    [​IMG]
    21 Mart 1973 günü, sabaha karşı saat 3.30'da doğduğu köy olan Sivrialan'da, şimdi adına müze olarak düzenlenen evde yaşama gözlerini kapattı.
    Saz ve söz ustasından bir örnek;

    Dostlar Bízi
    Ben giderim adım kalır
    Dostlar beni hatırlasın..
    Düğün olur bayram gelir
    Dostlar beni hatırlasın..
    Can kafeste durmaz uçar
    Dünya bir han konan göçer
    Ay dolanır yıllar gecer
    Dostlar beni hatırlasın..
    Can bedenden ayrılacak
    Tütmez baca yanmaz ocak
    Selam olsun kucak kucak
    Dostlar beni hatırlasın..
    Ne gelsemdi ne giderdim
    Günden güne arttü derdim
    Garip kalır yerim yurdum
    Dostlar beni hatırlasın..
    Açar solar türlü çiçek
    Kimler gülmüş kim gülecek
    Murad yalan ölüm gerçek
    Dostlar beni hatırlasın..
    Gün ikindi akşam olur
    Gör ki başa neler gelir
    Veysel gider adı kalır
    Dostlar beni hatırlasın.

    Görmeyen gözleriyle değil ama kalp gözüyle bütün kainatı gören, küçücük yüreğiyle bütün insanları ve insanlığı seven, cehaletiyle nice alime yol gösteren bu güzel insan unutulur mu? Dünya durdukça bütün insanlar ve insanlık SENİ UNUTMAYACAK.

    Nazan Moroğlu'na teşekkürlerimizle
     
    En son bir moderatör tarafından düzenlenmiş: 24 Ocak 2012
  2. Mustafa CUMBUL

    Mustafa CUMBUL Gold Üye Gold Üye

    Katılım:
    16 Ekim 2010
    Mesaj:
    800
    Alınan Beğeniler:
    19
    Ödül Puanları:
    2
    Şehir:
    Deniz
    Cevap: Aşık Veysel

    Bunlarda Benden olsun;)

    [DM]xdb6b7[/DM]

    [DM]x8rwjh[/DM]

    [DM]x70drj[/DM]
     
  3. denizci

    denizci Üye Balıkçı

    Katılım:
    2 Aralık 2011
    Mesaj:
    397
    Alınan Beğeniler:
    2
    Ödül Puanları:
    0
    Şehir:
    akdeniz
    Cevap: Aşık Veysel

    Yaşşa mustafa kardeş şshane valla ellerine sağlık.Sevgilerimle.
     

Bu Sayfayı Paylaş